Aslı Gibidir “Copie Comforme”

 


“yapraksız bir bahçe mi” güzel olmadığını söylemeye kim cesaret edebilir o bahçeye ?

 

 

 

Sinema yapımı : İtalya, Belçika, Fransa, İran ortak yapımı 2008

Sinema Yönetmeni : Abbas Kiarostami

Çekilen şehir : Toscana

Sinemada konuşma, dialogların dili : Yönetmenin ana dili Farsça, genel olarak İngilizce ve Fransızca iletişim kuruyorlar. Bulundukları yer Toscana olduğu için kadın oyuncu diğer kişilerle genelde İtalyanca konuşuyor. Burada özellikle çok dilli bir anlatım seçilmesi de göstergebilim açısından dilin her zaman gerçeklikten kopuk sürekli bir çevirme işleminin de asıl dilin yapıntısından uzaklaşma bir nevi kopyası olduğu söylenebilir. Gösteren “ anlatılmak istenen gerçeklik olgusu “ gösterilen “ dilin yapıntısı” olduğunda ; dil gösterilenin göstereni olarak bu sefer gösterilen, çeviri yapılan dil de gösterilenin gösteren olduğu yeni bir göstergesel anlamsal dizgeye dönüşüyor. Hiçbir zaman gerçeklik düzlemi ve dil birbirinin aynı değildir, örtüşmez. Burada Göstergebilim ve Dil Felsefesi derslerimin Lisans öğretmeni Betül Çotuksöken’in Platon’un idealar kuramından hareket ederek ve Roland Barthes’ın Göstergebilim Kuramını dikkate alarak dil-düşünce-varlık kategorisinden bahsedebiliriz. Dil Düşünceyi dönüştürürken, Düşünce de gerçekliği kavramsal olarak yeniden kurmaktadır. Dilde ifade ettiğimiz hiçbir zaman gerçekliğin kendisi değildir, düşüncede düşündüğümüz de hiçbir zaman dilsel ifadelere dönüşemez. Hiçbir zaman gerçekliği tam olarak dilsel olarak dönüştüremeyiz. Dil ve Gerçeklik arasında her zaman bir yarılma şizofren bir parçalanış sözkonusudur. İnsan kendisini dilde var etmeye çalışan ve her zaman bireysel anlam dizgesiyle karşıdaki insanın anlam dizgesi aynı dili konuşsalar da birbirlerini anlamak tam olarak ifade etmek istedikleri ifade etmek mümkün olmayacaktır. Psikanaliz kuramından Lacan’dan biliyoruzki söylediklerimiz her zaman söylemediklerimizin, söyleyemediklerimizin, ifade edemediklerimizin bir yorumlanışıdır. İfadelerimiz gerçekliğimiz değildir, gerçekliğimiz de dilin doğrudan kendisi değildir.

Oyuncular  :

Shmell ( Fransız Yazar), Sanatın orjinalliği hakkında ve kopyalarının gerçek sanat yapıtından daha değerli olabildiği hakkında bir tartışmayı yürüten bir eser yazmıştır bunun hakkında konuşmak ve tartışmak üzere Toscana’da bulunmaktadır. Tartışmanın temeli nedir sanat yapıtının özgüllüğünü oluşturan nitelikler ? Onun tamamen orijinal olması mümkün müdür? Örneğin Mona Lisa’nın gülüşündeki ressam Mona Lisa’nın bir gülüşünü mü yakalamıştır yoksa Mona Lisa’ya şöyle bir ifadeyle bakmalısın diyerek onu kontrol mu etmiştir ? bir eser artık kendi orijinal varlığından koparak yarattığı anlam evreninde yeniden yeniden kopyalanarak sanatın orjinallikten kopuk kendini tekrar eden kopyalara dönüşmesinden nasıl kurtulup ilk orijinal halini nasıl koruyabilecektir? Bir eseri herkes aynı gözle incelemeyecek, aynı anlamı doğrulamayacaktır, bu durumda ne kadar insan varsa o kadar kopya ortaya çıkacaktır. Aslında gerçeklik sandığımız evren de bir yanılsamadır, bir illüzyondur.

Elle ; Binoche ( Fransız Sanat Galerisi sahibi) :

Julien : Elle’nin oğlu, ambivalent bir ilişki içindedir annesiyle. Annesinin sevgisi ve babasının nefretini taşımaktadır. Anne sürekli önden yürüyüp çocuğunu arkada bırakmaktadır, eski eşinin sevgisizliğinden bıkmış usanmışlığını sürekli çocuğuna yansıtmaktadır. Kaldığı otelin pencerisinden Schmill onları gördüğünü ve oğlunu aşağıladığını fark ettiğini söyler buluştuklarında ve sohbetlerinde. Sanki erkekten ayrıldıktan sonra kadın bu gerçeği kabullenememiş ve yeniden eski âşk dolu günlerini hatırlarken, erkek çocuk sürekli ona ilgisiz bir babanın uzantısı gibi hissettirir.Çocuk ise öylesine bilgece bir anlayış, akıl sahibidir ki annesinin tüm eylemlerindeki niyetini okuyabilecek ve anlayabilecek kadar da zekidir.

 




*

Konu ve akış : Sanat Kritisyeni Yazar James Miller’ın İtalya’da kitabı Copie Conforme hakkında verdiği konferans sırasında sinema başlar.

1.etap :

Bir konferans salonunda Schmill eserinin konusu hakkında konuşmakta ve soruları cevaplamaktadır. Binoche onu izlemek ve tanışmak için geldiğini zannediyoruz ilk etapta böyle bir izlenim oluşuyor izleyicide . Sanki adama aşırı hayran, hemen yayıncının yanına oturup kendisiyle doğrudan tanışmak ve galerisini gezdirmek ve birlikte akşam yemeği planlamak gibi hayaller kuruyor. Belki bu sırada Schmill’i etkileyerek sevgili olmak istiyordur. Sürekli yanına gelerek annesini dürtükleyen ve duygusal, fiziksel ihtiyaçları tam olarak karşılanmamış, ihmal edilen bir erkek çocuğu beliriyor.  O her şeyin aşırı farkında, annesinin Schmill’e aşırı ilgi göstermesinden rahatsız olmuş durumda. Annesine isterse o adamdan daha iyi kitap yazabileceğini söylüyor, yazara yönelik ilgisini annesinin kıskanıyor. Toplantının ortasında zırt pırt annesinin kulağına bir şeyler fısıldayarak şımarık ergen tavrı gösteriyor çocuk.

2.etap: Sonunda ergen erkek çocuk annesini ikna ederek öğle yemeği yiyorlar ve sürekli annesinin o adama karşı hayranlığını eleştirerek duygularını ve beden dilini annesine geribildirimde bulunuyor. Onunla olmak için bu konferansı ayarladığını, yayıncının yanına giderek telefon numarasını vermeye çalıştığını fark ettiğini söylüyor. Annesinin Schmill’e karşı ilgi göstermesini bir ergen çocuğu olarak kıskanıyor. Annesiyle birlikte yürürken erkek çocuğunu sürekli aşağılıyor Binoche, onun ilgi ihtiyacını görmezden geliyor anne. Sanki anne babası ayrı olan bir çocuk izlenimi ediniyoruz burada, henüz tam olarak konuyu anlamadık. Sanki ilgiye aç bir kadın var, bu erkek çocuğunun muhtemelen babası ilgisiz bir erkek, eşine yeterince sevgisini sunamamış olsaki nefretini çocuğuna aktaran yön değiştiren bir duygu akışına tanık oluyoruz. Bir anne olarak erkek çocuğunu sevmiyor görüntüsü veriyor.

3.etap : Binoche ve Schmill birlikte akşam yemeği yemek ve zaman geçirmek üzere bir araya geliyorlar. Aralarındaki konuşma birden geçmişteki ilişkinin hataları birbirlerine veremedikleri ilgi, sevginin eksikliği hakkında oluyor. Sanat eserlerinin gerçek ve orijinal kopyalarına verilen değer hakkında konuşurken kendi gerçeklikleri ile ilişkilerinin gerçekliği hakkında tartışmaya başlıyorlar. Bu sefer izleyici olarak yoksa bunlar evli, sevgili miymiş diyorsun, aynı zamanda erkek çocuğunun babası ve 15 yıldır evliler. Sanki yönetmen izleyiciye şunu düşünmesini istiyor farzedelim ki bunlar 15 yıldır evliler aslında gerçek âşk bitmiş, onu sahte bir kopyasını üretiyorlar, birbirlerini sevmedikleri halde seviyormuş gibi davranmaya çalışıyorlar. Schmill’in beden duruşunda sevmek istemeyen bıkmış bir adam profili var, sadece yazdığı eser ve yeni yazacağı eserleri ciddi anlamda önemsiyor. Meğer evlilik yıldönümü için kadın ilk evlilik yıldönümünde karşıda kilise çanları çalan Toscana’da güzel şarapların içildiği bir otel odasına adamı getiriyor.

“Hatalarımız konusunda daha hoşgörülü olabilseydik, daha az yalnız kalırdık” Elle

4.etap: Schmill geçmiş âşklarına dair hafızasında hiçbir anı hatırlamıyor. Önlerine gelen şarabın tadı da kötü çıkıyor, o sırada yeni evlenmek üzere olan çiftlerin henüz hayatın sillesini yememiş heyecanlı, geleceğe umutla neşeyle baktıklarına ve Binoche’nin de gençlere ve âşk sandığı yeni evli çiftlere gıpta ile baktığına tanık oluyoruz. Schmill hiçbirinin duygusunun gerçek olmadığını hepsinin sahte olduğunu 15 yıl birlikte geçirdiği evlilik kurumunun da sahte âşklarla gereksiz bir şekilde yıpratıcı yaşanmışlıklarla solduğunu ifade ediyor sürekli. Binoche ise inatçı o ilk büyülenme, âşık olan erkeği yeniden görmek ve ilk gece birlikte oldukları otel odasındaki gibi heyecanlı bir gece geçirmek istiyor.

5.etap:Schmill’e akşam uçağına gitmemesini burada âşkları için kalmasını hatırlatıyor ve artık dayanılmaz acılar içinde kıvranırken kulağındaki küpeleri büyük bir hışımla değiştiriyor, ruj sürüyor henüz gerçekliğin varlığına hazır değil. Âşkın yanılsamalı geçmişine ilk âşkının imgelerine geri dönmek için çırpınıyor ancak nafile her şey, ilişki o kadar yıpranmış ki, birlikte bir akşam yemeği bile yiyemiyorlar. Schmill kadının sürekli kendini suçlamasından rahatsız oluyor bir yerde patlıyor masayı terk ediyor. Binoche, her şeye rağmen şirinlikler yaparak atmosferin büyüsünü ilişkiyi kurtarmaya çalışıyor ve 15.yılında geceyi birlikte geçirmek isterken neden uyukladığını sorguluyor. Bu suçlayıcı yaklaşımdan rahatsız oluyor Schmill, yıllar önce bir yolculukta araba kullanırken kadının uyukladığını kendisini ve oğlunun hayatını riske attığını ona hatırlatıyor. Bir ilişkide sorumsuzluk arıyorsan kendinde aramalısın demek istiyor, onun da sorumsuz davranışlarından bıkmış olduğunu ifade ediyor. Binoche Schmill’i anlamak istemiyor, Schmill de Binoche’yi anlamak istemiyor. Kutsal sandıkları âşk kutsal değil, kutsal yeminler edilmiş evililik de gerçek âşka dayanmıyor. Ortada sahte duygular ve kendilerini gerçek olamayan bir ilişkinin girdabında yıllarca kandırmış olduklarının sezgisel olarak farkındalar, bu gerçek yerine kendi yarattıkları zihinlerindeki imgelerle baş başa kalıyorlar nihayetinde.

*

“ey bulut, o giydiğin nemli, soğuk kıyafetinle

gel, yapraksız bahçede gökyüzünü kucakla.

bahçe yalnız başına bütün gün, gece gündüz,

masum, üzgün ve sessiz.

 

rüzgâr onun şarkısı, müziği yağan yağmur,

elbisesi çıplaklık, işte, üstünde durur.

bir başka giysi ona gerekiyorsa, rüzgâr altın iplikle diker.

 

yeşerir mi bilinmez, kimbilir o nerede

bahçıvan da yok orda, yolu düşen kimse de

gelecek ilkbaharı beklemeden, kendince

yitip gider o bahçe.

 

gözlerinden ısıtan bakışlar saçmasa da

yüzünde gülümseyen bir yaprak açmasa da

“güzel değil” denemez o yapraksız bahçeye.

 

o bize şöylesine bir öykü anlatıyor:

üstten bakan meyveler, bir zamanlar her şeye

şimdi toprak altında, mezarlarda yatıyor.

 

yapraksız bahçe,

gözyaşları kanlı, gülünce.

sarı yelesi savrulan atını sürerek,

hükmediyor oraya sonsuza dek

her mevsimde hükümdâr sonbahar.

                                                          Mehdi Akhavan Sales

 *

 Feminist Psikanalitik Sinema Analizanı : Mehtap Kılıç Aziza La’Ra Kuğu ŞANS

Tarih : 27.08.2024 / 29.08.2024 arasında oluşturdum, emek verdim anlamak ve yazmak için, zamanımı harcadım. Bir kitap formuna daha sonra getirebilirim blog yazılarımı.

Saygı duyarak okuduğunuz için saygılarımla…Referans göstermek suretiyle özgün olan yorumlayışlarımı alıntı yapabilirsiniz.

 

Yorumlar

Tüm zamanlar