BAL Sinema Filmi
Yönetmen: Semih Kaplanoğlu
Senaryo: Semih Kaplanoğlu, Orçun Köksal
Bu film 60. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde
Festival'in en prestijli ödülü olan Altın Ayı ödülünü kazanmıştır. "Yusuf
Üçlemesi"nin ilk iki filmi Yumurta ve Süt'tür.
Oyuncular:
Yakup rolünde ; Erdal Beşikçioğlu
Bora Altaş ; Yusuf rolünde
Zehra; Tülin Özen
Müzik: Matthias Haeb
2010
yapımı BAL Filmi masalsı, mitolojik, tasavvufi, psikanalitik, gelişim
psikolojisi, pedogoji birçok çerçeveden değerlendirilebilecek olağanüstü bir
film.
Tasavvufi Yorumum ; Modern Zaman
çizgisel bir zamanı öngörür. Modern zaman anlayışına göre dün, bugün, yarın
vardır. Bir başka ifadeyle geçmiş, şimdi, gelecek algısı kabul edilir. Sıradan
bir zihin ancak böyle bakar herhangi bir olguya. Tasavvufi bağlamda ise Döngüsel Zaman kabul edilir. Rüya,
Zamansızlık, Sır, Mürşid/Mürid ( Usta/Çırak) Semavi bir anlayışla manevi bir
yönelişle akledilir. Bu filmde
Zamansızlık, Rüya, Sır, Usta Öğretici Baba'dir. Çocuk Babadan öğrenir Hayatın ve Sonsuzluğun sırrını. İlk cümlesi Babanın (Yakup) "
Oku" dur. Çocuk ilk olarak Takvim yaprağını okur. Yusuf takvimde "
Zorlaştırmayın kolaylaştırın" Hadisini okur. Babasına bir Rüya
gördüğünü söyler. Baba ise, Rüyaların
bir SIR olduğunu ve yüksek sesle söylenmemesi gerektiğini belirtir. Yusuf
Modernist Bilgiyi temsil eden Okulda kekemedir ve okuyamamaktadır. Ancak
Babasıyla kurduğu Sırlarla dolu iletisimde hem Doğanın dilini çözmekte hem de
Kadim Bilginin sezgisel sırlarına ulaşmaktadır.
*Baba
balcılık yapmak için yüksek ağaçlara halatla çıkarak balı almaktadır. İlahi
olanı temsil eden Baba, Gökyüzü ile
Yeryüzü arasında bir bağlantıdır çocuk icin. Halat ilahi bilginin yolunda Ustaya bağlanmayı temsil eder. Birgün
kaybolan arıları bulmak üzere Ormana gider Yakup ve geri dönmez.
*Miraç Kandilinde anne Yusuf'u anneannesine gönderir. Yusuf orada
dinlediği hikayelerde Peygamberi Babasına benzetir. Onun geri döneceğine
inanır. Sis Dağı Şenlikleri olur ve orada Babasıyla karşılaşabileceğine inanır.
Burada da Babasını göremeyince iyice suskunlaşır. Ormana gider ve bir Ağacın
köklerinde uyuyarak Rüya ile Babaya ulaşmayı temsil eder. Aynı zamanda Anneye,
Anne rahmine geri dönüšü temsil ediyor. Döngüseliğe
geridönüstür.
Bal filminden yola çıkarak "Okul Çağı" döneminin Gelisim özelliklerinden bahsetmek iyi olur. Özellikle farklı gelişim gösteren; Ögrenme güçlüğü, Dikkat Eksikliği, Otizm, Asperger Sendromu gibi durumlarda genellikle uzun yıllar çalıştığım okullarda karşılaştığim bir durum ; Çocugun bireyselliğini anlamayıp genellemelere göre değerlendirmek. Bu bir durum tespiti. Nedeni de şu; Öğretmen belli bir müfredatı vermek zorunda bu yüzden bireyselleştirilmiş eğitim icin sınıf mevcudu buna elverişli değil. Oysa her çocuk bireyselleştirilmiş bir programla daha iyi anlaşılabilir. Her ne kadar gelişim dönemlerine göre belli özellikler gösterse de Her çocuk bir Bireydir öncelikle. Bal filminde bunu çok iyi anlatıyor. Çocuk okuma ve konuşmayı biliyor aslında ; ancak okuldaki öğretmenden korktuğu için ve annenin kuralcı, mesafeli yaklaşımından dolayı Babayla bu diyaloğu kurabiliyor. Sonuç olarak ; Çocuğun Bireyselliğini anlamak herzaman eğitimde önkoşul olması gerektiğine inanıyorum. Hem tecrübelerim hem de bu konudaki araştırmalarım bunu doğruluyor. Gerçek Bilgi içsel dünyamızla kurduğumuz bağ oranında oluşuyor.
ÖZLEM
Mavi yaz akşamlarında özgür gezeceğim
Ayaklarımın altında nemli, serin kırlar;
Başakları devşirip otları ezeceğim,
Yıkayıp arıtacak çıplak başımı rüzgâr
Ne bir söz, ne bir düşünce, yalnız bitmeyen düş
Ve yüreğimde sevgi; büyük, sonsuz, umutlu,
Çekip gideceğim, çingene gibi başıboş
Doğada, bir kadınla birlikte gibi mutlu
Arthur Rimbaud
* Mehtap Kılıç "Aziza La'Ra Kuğu *Varolusumegitimdankocluk instagram sayfasında ilk metin oluştu. 25.05.2020 13.22
Yorumlar
Yorum Gönder