Gün Batmadan “ Before Sunset” 2 ( Before 3’lemenin, 2.si)



Yönetmen; Richard Linklater

Senaryo; Richard Linklater, Kim Krizan, Ethan Hawke,Julie Delphy

Oyuncular; Ethan Hawke ( Jesse Wallace rolünde) , Julie Delphy ( Yeşil Haçta çalışan Yeşil aktivist rolünde)

Müzik; Johann Sebastian Bach("Variation 25" , "Goldberg Variations")
Glover Gill("Accordion Music"),
Jule Styne ("Just in Time") Nina Simone ( Just in Time)

Yapım; 2004

Süre; 77 dakika

Sinemanın Konusu;  9 sene önce 1994 Yazında Jesse ve Celine Budapeşte’den Viyana’ya giden bir trende tanışıp bir geceyi birlikte Viyana’da geçirmişler ve ayrılırken 6 ay sonra aynı  yerde buluşmaya karar vermişlerdi. 9 sene sonra Jesse Wallace Fransa’ya Paris’e roman yazarı olarak yayınevinin bir organizasyonu ile Avrupa şehirlerinde okurlarla buluşan bir organizasyonla Shakespeare and Company,’e gelmiştir. Skakespeare and Company Paris'te bulunan Celine’nin de etkinliklerini ve mekanı çok sevdiği  bir kitabevidir. Medya’da bir tanıtım yazısı okur ve okuduğu yazıdaki görselde fotoğraftaki kişinin Jesse olduğunu anlar ve onu görmek üzere tanıtım toplantısını izlemeye gelir. Böylece 9 yıl sonra tekrar karşılaşmış olurlar ve yeniden kendilerini, geçmişte neler yaptıklarını anlatan bir gün geçirirler. Bu sefer Celine Paris’te oturmaktadır ve Yeşil Haç’ta Yeşil bir aktivist olarak çalışmaktadır. Bir sevgilisi olmuştur bu geçen zaman içinde savaş fotoğrafları çeken bir fotoğrafçıdır ve kendisi sürekli seyahat ettiği için Celine ile mesefeli  ilişkileri devam etmektedir. Jesse ise üniversitede sevgilisi olan İlkokul Öğretmeni eşiyle ayrılıp tekrar barışıyor, hamile kaldığı için de sevgi ilişkisine dayalı bir evlilik yapmış 4 yaşında bir oğlu vardır. Aralarında geçen 1 günlük Paris aktivitesinde bir çırpıda hızla geçmişi bir film şeridi gibi birbirlerine heyecanla anlatırken her ikisinin de birbirlerini çok özledikleri ve âşık oldukları anlaşılmaktadır. Hayatlarında işlerinden memnun ancak sevgili, âşk ilişkilerinde mutsuzdurlar. Yıllarca Celine kendisini Jesse’nin buluşmak üzere Viyana’ya gelmiş olabileceğinin vicdan azabını çekmiştir, gerçekten de sözleştikleri gibi Jesse Viyana’da ayrıldıkları noktada buluşmak için gelmiştir ancak Celine gelmemiştir. 16 Aralık tarihinde buluşacakları gün büyükannesini kaybetmiştir Celine ve bu yüzden Jesse’yi görmeye gelememiştir. Birbirlerini yeterince tanımadan ne adresleri, ne soyadları, ne de telefon numaralarını bilmeden yıllarca birbirlerini özleyerek geçirmişlerdir. Bu bekleyiş ve özlem sonunda Jesse bir roman yazmaya karar verir ve romanın konusu Jesse ve Celine’nin karşılaşmaları ve âşkları hakkındadır. Bu roman sayesinde tekrar onun dikkatini çekerek kendisini Celine’nin Avrupa’da Paris’de bulabileceğini düşünür. Shakespeare and Company de Paris’in sembolik cafelerinden birisi olduğu için kitabının tanıtım toplantısını yapması ve okurlarla buluşması isabet olmuş tam olarak tahmin ettiği gibi Celine’e kavuşmuş oldu. Yayıncısı akşam 19.15’de uçağı olduğunu ve bu süreye kadar şehirde vakit geçirebileceğini ve bulundukları yerden kendisini alabileceklerini söylüyor. Bu durumda Jesse Celine ile Paris’i gezerek 19.15’e kadar zamanı Celine ile geçirmek istiyor.



Shakespeare and Company Kitabevi’nde;

Bir Okur; “ Romanınız otobiyografik mi?”

Jesse Wallace; Evet, her şey otobiyografik değil mi? Hepimiz dünyayı küçük anahtar deliğinden görürüz…Ben hep Thomas Wolfe’u düşündüm; “Yaşamlarımızda her anın toplamı olduğumuzu ve bunun kaçınılmaz olduğunu söylüyor.”

Birlikte bir şehir gezisi yapabilecekleri bir teknede aralarında geçen konuşmalardan aslında 96 / 99 yılları arasında New York’da Celine bulunmuş. Jesse 1998’de New york’daymış ve hiç karşılaşmamışlar.

**

Paris’de Tekneyle dolaşırken aralarında geçen konuşmalar;

Jesse: “ Arzu hayatın yakıtıdır ve hiçbir şey istemeseydik asla mutsuz olamazdık.” diyor bu konuda Budizm’i örnek alıyor.

Celine : “ Geçmişi yeniden yaşamak zorunda değilsen hafıza harika bir şeydir.”

Jesse: “ Galiba yazdığım kitap bir şey inşa etmek gibiydi. Birlikte geçirdiğimiz zamanın ayrıntılarını unutmayacaktım. Geçmişte gerçekten karşılaştığımızın bir hatırlatıcısı yani bu gerçekti, gerçekten yaşandı.”

Celine: “ Bunu söylediğine sevindim, unutamadığım için kendimi hep tuhaf hissetmiştim. İnsanların bir beraberlikleri, ilişkileri oluyor ayrılıyorlar ve unutuyorlar. Mısır gevreğinin markasını değiştirmişler gibi hayatlarına devam ediyorlar. Birlikte olduğum hiç kimseyi unutamıyorum çünkü her insanın kendine özerk bir kişiliği olduğuna inanıyorum. Kimseyi hiç kimseyle değiştiremezsin onun yerine. Kaybedilen kaybedilmiştir. Her ilişki bittiğinde bana zarar veriyor kendimi tam olarak toparlayamıyorum. Bu yüzden bir ilişkiye başlarken çok dikkatli oluyorum, çünkü beni çok incitiyor. Hatta sevişmek istemiyorum çünkü bir insanın en doğal hallerini özlüyorum. Küçük ayrıntıları takıntı yapıyorum. Belki çılgınca annem küçükken okula geç kaldığımı söylerdi. Bir gün beni takip etmiş neden diye? Kestanelerin ağaçtan düşüşünü, bir karıncanın yolda yürümesini, bir yaprağın ağaçtaki gölgesini izlermişim. Doğadaki böyle küçük ayrıntılar dikkatimi çekermiş. Bence insanlar da aynı onlar da kendilerine özgü birçok ayrıntıdan oluşuyor. Bu durum beni etkiliyor ve ben bu ayrıntılara takılıyorum, özlüyorum ve hep özleyeceğim. Kimsenin yerine bir başkasını ikame edemezsin, herkes güzel ve kendine özgü ayrıntılardan oluşuyor.”

Jesse; “ O kitabı niye yazdım biliyor musun? Birgün Paris’de bir toplantıda karşıma çıkacağını düşündüm, o kitabı seni yeniden bulmak için yazdım.”

Celine; “ İnsan gençken birçok kişiye bağlanabileceğini sanıyor. Ama daha sonra bunun hayatında birkaç kez mümkün olduğunu anlıyorsun.”

**



Celine ile Jesse, Celine’nin Paris’teki evine gelirler ve Jesse’nin uçağının kalkmasına dakikalar kalmıştır. Celine, Nina Simone şarkısını dinlerken ve Nina Simone’den bahsederken uçağı kaçıracağını söyler ve Jesse bu sefer uçağı kaçırmayı göze almıştır. Celine’den bir şarkı söylemesini ister, Celine onun için bir şarkı yazmıştır ve bestelemiştir, gitarıyla şarkısını söyler.

“… Sana bir vals söyleyeyim

Hiç beklenmedik bir anda aklıma geliverdi

Sana bir vals söyleyeyim

Bir gecelik ilişki hakkında…”

**

Nina Simone “Just in Time”

Let's go

Just in time you found me just in time

Before you came my time was running low

I was lost them losing dice were tossed

My bridges all were crossed nowhere to go

Now you're here now I know just where I'm going

No more doubt or fear I've found my way

Your love came just in time you found me just in time

And changed my lonely nights that lucky day

Just in time

Before you came my time was running low oh baby

I was lost them losing dice were tossed

My bridges all were crossed nowhere to go

Now you're here now I know just where I'm going

No more doubt or fear I've found my way

Your love came just in time you've found me just in time

And changed my lonely nights and changed my lonely nights

And changed my lonely nights and changed my lonely nights

And changed my lonely nights that lucky day

Yorumlar

Tüm zamanlar