Sylvia
“ Hakikat bana geliyor”
“ Hakikat
beni seviyor”
Yöneten; Christine Jeff'ler
Senaryo; John Brownlow
Oyuncular; Gwyneth Paltrow(
Sylvia Plath rolünü oyunuyor), Daniel Craig (
Ted Hughes rolünü oynuyor), Jared Harris, Michael Gambon, Blythe Danner,
Amira Casar ( Assia Wevill rolünde, Ted Hughes’dan hamile
kalan ,Sylvia’ya ihanet ettiği kişiyi oynuyor.)
Sinematografi;John
Toon
Müzik;Gabriel
Yared
Konusu;
1932'de Boston , Massachusetts'te doğan Plath, yazar & Şâire olarak erken
gelişmiş bir yetenek geliştirdi ve ilk şiirini henüz sekiz yaşındayken
yayınladı. Aynı yıl, Plath babasının ölümüyle
hayatında trajik bir durumla karşılaşıyor. 1950'de Smith College'da
edebiyat bursuyla okumaya başladı ve olağanüstü bir öğrenci olmasına rağmen
aşırı depresyon nöbetleri geçirmeye de başladı. Üçüncü sınıftan sonra ilk kez
intihara teşebbüs etti. Plath hayatta kaldı ve 1955'te İngiltere'deki Cambridge
Üniversitesi'nde okumak üzere Fulbright Bursu'na layık görüldü .
Sinema, Plath'ın
uyuduğu ve ardından gözlerini açtığı bir sahneyle başlıyor.
“ Ölmek bir sanattır
Diğer her şey gibi
Ben bunu oldukça iyi
yapıyorum
Bunu yapıyorum, bu
nedenle cehennemi hissediyorum
Bunu yapıyorum,
gerçekten hissediliyor
Sanırım bir çağrı aldım
diyebilirsiniz”. Slyvia Plath
İngiltere,Cambridge'de, 1956’da; bir öğrenci olarak kırmızı bisikletine biniyor
ve üniversiteye gidiyor. St. Botolph's adlı bir derginin yayınlanmasını
kutlamak için bir parti verildiğini duyar ve burada derginin editörü genç şair
Ted Hughes ile tanışır . Ted’nin şiirini
daha önce okuyup beğenerek onunla tanışmak için partiye gidiyor Slyvia
Dans ederken Sylvia,
Ted’in hoşuna giden dizelerini seslendirir;
“Çelik boruların içinde
sert rüzgarlar esiyor”
“ Ah benim parlak,
lekesiz en değerli varlığım” Ted Hughes
Dans ederken öpüşmeye
başlıyorlar, Sylvia Ted’in yanağını ısırıyor, başka bir kadına bakmasından
rahatsızlık duyuyor. Ted, Sylvia’nın küpesini alıyor ve onu saklayacağını
söylüyor.
“Siyah çapulcu bir gün
ölümümü ondan alacağım” Sylvia’nın Ted için yazdığı bir dize
“ İyi bir şiir silah
gibidir.” Ted Hughes
Sylvia Plath, “ Onun
için bunu çocuklar okulda öğrenmeliler.”
Ted Hughes; “Ah,
dudaklar pek çok öpücüğe açılan kapılar
Ve ölümü erteleyen bir
anlaşma gibiler…”
**
Ted; Bu iz nasıl oldu?
Sylvia; 3 yıl önce
kendimi öldürmeyi istedim. Annemin uyku
haplarını sakladığı kutuyu kırdım. Evin bodrumundaki kilere gittim. Uyumadan
önce onlardan aldım. İlaçları fazla içtiğim için kustum, 3 gün sonra annem ve kardeşim
çıkardılar beni. Beni çıkarırken yanağım betona çarptı.”
Sylvia; “ Çünkü
ölüydüm. Yeniden ayağa kalkmıştım. Lazarus gibi. Leydi Lazarus. Ben oyum.”
Birbirlerine Âşık olur
ve 1956'da evlenir, şiir yarışmasında Sylvia 1.oluyor. Ardından annesi
Aurelia'nın yaşadığı Massachusetts'e giderler. W.H.Auden tarafından verilen
ödülü kazanıyor Ted Hughes. Sylvia’nın annesi Ted’e onu incitmemesini
hatırlatıyor.
Sylvia’nın annesi
Sylvia için Ted’e söylüyor; “ Bazı insanlar bulunmak ister. Sylvia için hayır. O sadece
sürünüp durdu ölmeyi bekleyerek. Ona karşı nazik ol daima”
Her ikisi de Smith College'da öğretmenlik
yaparken Sylvia, başkalarının da Narsist kocasına hayran kaldığını kısa sürede
öğrenir. İngiltere'ye dönerler, önce Londra'ya, sonra da Devon'a. Kayıkla
okyanusta açılırken fazla açılıyorlar, fırtına çıkıyor Ted Hughes kürek çekiyor
sürekli.
Sylvia ; “ Bir
keresinde kendimi boğmaya çalıştım
Denizde gidebildiğim
kadar uzağa yüzdüm
Ama beni bir mantar
gibi dışarı fırlattı”
“ Komik olan ne biliyor
musun
9 yaşına kadar hep
mutluydum
Hep tek parçaydım
Sonra babam öldü
Babamın mezarı suyun
beş kulaç altında”
**
Ted Hughes’un bir
dinletide seslendirdiği şiir;
Âşk
acısı
Gökyüzündeki
kırlangıçların kavgası
Dolunay ve yıldızlarla
dolu gökyüzündeki
Sonsuz şarkılarını
söyleyen yaprakların kudretli şarkısı
Eski bir çığlık gibi
toprağı yoruyor
Ve o zaman sen geldin
Sızlayan kırmızı
dudaklarınla
Ve senin gelişinle tüm
dünya
Göz yaşlarına boğuldu
Ve işlek gemilerinin
tüm acıları ve yılların yükü
Ve şimdi gökyüzünde
savaşan bu kırlangıçlar
Ayla bütünleşiyorlar,
gökyüzündeki beyaz yıldızlar ve şarkı söyleyen yapraklar
Topraktan yorgun düşmüş
eski çığlıkla titriyorlar.
Yeats
**
Londra, İngiltere, 1960;
Bebeği oluyor Sylvia’nın. “The Kolosos” Sylvia’nın yeni şiir kitabı yayımlanıyor.
Devon’a 1962’de taşınıyorlar. Burada Sylvia iki çocuğunu büyütür ve kocasının
narsist manipülatif davranışlarına karşılık, kendi yazarlık kariyerini
sürdürmeye çalışır; bu onun için zorlayıcı bir deneyim olmaya başlar. Ted.
Londra'daki dairelerini kiralayan David ve Assia Wevill'in ziyaretinin ardından,
Ted Assia ile yasak âşk yaşayarak Slyvia’ya ihanet eder.
Sylvia
; “ Hakikat bana geliyor”
“ Hakikat
beni seviyor”
Slyvia Ted’i evden
kovar ve ölümünden sonra Ariel adlı koleksiyonunda yayınlanacak şiirleri
yazmaya başlar. Sylvia daha sonra çocuklarıyla birlikte Londra'ya geri döner.
Baba
Ay gülümsediğinde sana benziyordu
O kırmızılık seni çağrıştırıyordu
Beni zalimce sürüklüyordu,
Çünkü boş bir araziydi.
…
Maviliğimde çatırdıyor
Dikkat ve sevgiyle dokunan
kumaşlar
Çıplak ellerimle dokudum
onları
..
Bir tanrı beni tutuyordu
Beyaz kanatlarının üzerinde
Beyaz günlerden bir dünyaydı
Gök kuşağının altındaki
Özgürleşemiyordum ve tren
hızla hareket ediyordu.
..
Seni hiçbir zaman sevmediler
Üstüne basıp dans ediyorlardı
Sylvia Plath
**
Ted Noel'de ziyarete
gelir. Sırça Fanus romanı yeni yılda Slyvia’nın çıkar ve tekrar sevişirler
ancak hamile olan Assia'dan ayrılamayacağını söyler. Bu durum Slyvia’yı
derinden yaralar ve yeniden âşklarının devam etme olasılığını ortadan kaldırır.
Bir süre sonra11 Şubat 1963’de Slyvia Plath intihar eder, çocuk odasında
çocuklarını bırakarak, mutfakta gazlı fırının gazıyla intihar eder. Bir hemşire
çocukları çıkarmaya gelir ve Ted, masasının üzerinde Plath'ın Ariel 20.yyın en beğenilen
eserinin taslağını görür., Ted'in Slyvia ile anıları, 1998'de (ölümünden hemen
önce) Doğum Günü Mektupları başlıklı bir metinde yazılıdır.
**
15.01.2024
Saat; 01.44 son nokta.
Sinema Anlatım Analizanı ; Mehtap Kılıç Aziza La’Ra Kuğu
Yorumlar
Yorum Gönder